Asosyallik ve Asosyallikten Kurtulmak..

Arama motorlarından gelen trafikte "asosyallikten kurtulmak" fazlasıyla üst sıralarda. Bende bununla ilgili birşeyler yazmaya karar verdim, çünkü teknoloji insanlar için yararlıyken, "insanlık" için fazlasıyla tehlikelidir.

* Bu yazıyı acayip bir asosyal adamdan, asosyallere yazılmış yazı olarak görme. Aksine 12 yaşında bilgisayarla tanışmış ve sosyal yapısını yıkmış ve 16-17 yaşlarında bunu fark edip ; psikoloji, beden dili, sosyaloji, siyaset, psikolojik savaş ve hatta kız tavlama (pickup, sadece kız değil, sosyalleşme konularında acayip sağlam teknikleri var) gibi bir çok alanda bulabildiği kitapları ve makaleleri (İngilizce olsa dahi) okumayı ve internetten bulabildiği bir çok seminer ve eğitim videosunu izlemeye çalışmış birinin yaptıklarını anlatan yazı olarak gör.

** Kısacası : Zengin olmak için zenginlerin yaşantısına bakıp, öyle davranman seni daha da fakirleştirir. Önemli olan; zenginlerin, zengin olmadan önce ne yaptığına bakmandır. İşte bende, senelerdir bilinçli bir şekilde sosyalleşme tekniklerini uygulayan birisi olarak ; bunları paylaşarak birlikte gelişmek için uygun ortam yaratmaya çalışıyorum. Herkesin katkısıyla birlikte, daha iyi şekilde gelişeceğiz.

Asosyallik Nedir ? Asosyal Olup Olmadığın Nasıl Anlaşılır ?
Asosyallik, sosyal olmama durumudur. Peki sosyallik nedir? Sosyallik , bir veya daha fazla insan ile ilişki kurma durumudur. Daha fazla tanım vermeye gerek yok, kısaca açıklamak istiyorum ;

Asosyal -> Sosyal olamamaktır.
Anti-sosyal -> Sosyal "olmamak"tır. 

Anti-sosyal kişiler insan içine çıkmaz ve toplumla ilgilenmez. Bunların bir kaç nedenini anlatacağım. 
Asosyal insan ise ; insan içine çıkamaz. Topluluk içinde kendini rahatsız hisseder, uyum sağlayamaz, konuşamaz.

Asosyallik insanlığın yapısına terstir. Peki insanlık neden asosyal oldu ?

Modern insanın 50.000 senedir varolduğu düşünülüyor. Milyonlarca yıldır şempanzeler falan var. Milyarca yıldır evrim var. Evrim ve diğerlerini geçersek ;

Özellikle 30.000 (30 bin) senedir bir arada yaşan insanlar, sürekli dialog halindeydi. Savaşlarda dahi birbirlerinden kılıç taktikleri ve çeşitli kültür alışverişlerinde bulunuyorlardı.

Ardından radyo ve televizyon çıktı ; mahallenin en zengininde bulunurdu ve insanlar topluluk halinde radyo dinler yada televizyon izlerdi. Ardından her eve radyo ve televizyon girmesiyle birlikte insanlar birbirinden kopmaya başladı. Teknoloji geliştikçe ; bilgisayar ve internet , hayatımızı "özelleştirdi".

Konuşmadan iletişim kurmaya başladık. 30 bin senedir dialog içinde olan insanlar, 30 senedir birbirinden kopmaya başladı. Kullanılmayan özellikler ve organlar zamanla körelir. Evrim sürecinde olmasa da ; yetenek sürecinde çabuk bir şekilde köreldi. Bu yüzden insanlar daha bencil ve birbirine kin, nefret, öfke ve düşmanlık ile bakıyor. 3 saniye baktı diye bıçaklanarak öldürülen insanların haberini alıyoruz.

Asosyal Miyim ?
Eğer kendine bu soruyu uzunca bir süredir soruyorsanız ; muhtemelen asosyalsin yada asosyalleşmeye başlıyorsun demektir. Bunu anlamanın kolay bir kaç adımı var ;

- Topluluk içindeyken stress altındaysan,
- İnsanların içinde konuşurken düşündüklerinizi insanlara söylemekten çekiyorsan,
- Hayatınızda sosyal etkinliklere çok az yer veriyorsan,

muhtemelen asosyalsin yada asosyalliğe doğru yol alıyorsun demektir.

Asosyal Olabilirim Deli Miyim ?
Tabi ki hayır. Asosyallik maalesef teknolojinin hayatımıza soktuğu iğrenç kavramlardan birisidir. 20 sene içinde insanlığa AIDS, veba gibi bir takım hastalıklardan daha büyük zararlar vereceğine inanıyorum.

İnsan bir çok nedenle asosyal olabilir. Bilgisayar ve internet en baştaki nedenleriyken ; toplumdan farklı olma gibi bir çok nedenleri vardır. Yaşadığınız ortamdaki insanlardan farklıysan, muhtemelen bu dünyayı ve insanlığı geliştirip taşıyacak işler yapacak insansın. Maalesef hayatın boyunca da insanlarla probleminiz olacaktır.

Ne siz onları anlayacaksın, ne de onlar seni anlayacaktır. Hatta toplum seni "ahlaksız, terbiyesiz, aptal" bile görebilir. Belki toplum huzurunu bozmaktan hapse dahi girebilirsin. Fakat kendine olan inancını yitirmeyip, büyük bir amaç için çalıştığında ; sana bu şekilde bakan bütün insanlar sonunda peşinden gelecektir ve sei haklı bulacaktır.

Asosyallikten Kurtulma
Tavsiyelere geçmeden önce, en büyük tavsiyemi vermek istiyorum : 

Bütün teorileri öğrensen, bütün video ve seminerleri izlesen dahi ; sosyal olacağın anlamına gelmez. Çünkü nasıl yüzüldüğünü bilmek, yüzebileceğin anlamına gelmiyor. Bir noktada, denize girip kulaç atmayı denemen gerekmektedir. Bu yüzden ne yaparsan yapın, sonunda daha sosyal olmak için çabalaman ve insanlarla dışarıya çıkman gerekmektedir. Evde oturup teori tüketme, git ve teoride öğrendiklerini uygulamaya çalış !

 

Asosyallik psikoloji ile ilgilidir. Bu yüzden bir kaç beden dili, NLP, psikoloji ve kız tavlama kitabı okumanda yarar var. 

Robert Greene'in "Baştan Çıkartma Sanatı", Richard Dawkins'in "Gen Bencildir" kitaplarını okuyabilirsin.

Kitapların dışında, Fight Club (Dövüş Klübü) filmini ve Yes Man (Türkçesini unuttum, Jim Carry oynuyordu) filmlerini şiddetle tavsiye ederim.

Ayrıca ;
- Alfa erkekleriyle nasıl başa çıkarsın,
- İnsanların dikkatini nasıl çekersin,
ve sosyal bir insan nasıl olursun, kızlarla ilişkilerini nasıl geliştirirsin gibi konular için ; Neil Strauss'un Oyun kitabını oku, Robert Greene'in Baştan Çıkartma Sanatı'nı oku. Ayrıca İngilizcen varsa youtube'ta Mystery PUA yazarak, uzun videolarını izleyebilirsin.

Fakat materyalleri okuyup ve izlesen dahi ;
DIŞARIYA ÇIKIP, SOSYALLEŞMEN GEREKMEKTEDİR ! 

***

Korku ve Çekingenlik 
Biliyorum; asosyalken nasıl dışarı çıkıp sosyalleşebilirim diye düşünebilirsin. Basit, kendine güven ve düşünceni değiştir. 

İnsanlardan neden korkuyorsun ? İnsanlar içinde rezil olmaktan. Bunun evrimsel bir anlamı var. Sosyal statü. Taş devrinde insanlar mağaralarda kabileler halinde yaşarken, lider ve lider çevresi vardı. Sosyal statüleri en yüksek adamlardı. Kadınlar bu sosyal statüye sahip erkeklerin eşleri olmak istiyordu. Çünkü sosyal statüsü yüksek bir erkeğin, hayatta kalma yetisi daha fazladır. Sosyal statüsü düşük bir erkek, hayatta kalma şansını azaltır.

İşte toplulukta kendimizi küçük düşürmekten korkmamızın nedeni budur. Toplulukta rezil olursak, sosyal satatümüz düşer ve sosyal çevremiz bundan etkilenir. İşte bu genlerimizde bulunan içgüdülerdir.

!! Süpriz !! 21. yüzyılda yaşıyoruz ve bunları artık değiştirebiliriz. Üstelik günümüzde kendine güvenen bir insan rezil olacak birşey yapsa dahi özgüveni olduğu için bunu yararlı hale getirebilir.

Örneğin yolda yürürken düşmek. Hele birde komik şekilde düşersek, etraftaki insanlar güler. Şimdi 2 senaryo gözünüzde canlandırın.

1. senaryo : Bir kafede otururken yoldan geçen birisi düşüyor. Komik bir biçimde. Ve apar topar kalkıp üstünü hızlı hızlı silkeleyip koşar adımlarla uzaklaşıyor.

2. senaryo : Adam/kadın düştükten sonra, "yavaşça" kalkıyor ve alfa erkeğinin kendine olan özgüveni ile birlikte gülümseyerek üstünü başını yavaşça temizliyor. Ardından etraftaki insanların gözlerinin içine bakıp yavaşça yoluna devam ediyor.

İkiside düşer, ikisininde düşüşü komiktir. Fakat alfa erkeğinin özgüveni yüksek olduğu için (öyle olmasada öyle göründüğü için) komik olmaktan çok, hayralık uyandırıcı davranışlar sergiler.

YAVAŞLAYIN ! 
Pickup (kız tavlama ama kız tavlamayı sevmiyorum, amatör ağızıdır ; fakat kadın bilimi tarzındadır pickup dünyası neyse), bu konuda fazla konuşmadan bir kaç teori anlatmak istiyorum. Bunlardan en önemlisi yavaşlamaktır.

Yavaş konuşanlar dikkatinizi çekmiştir. Kızsanız dahi, herkes dinler. Dalga geçselerde dinlenir. Yavaş hareket edin. Kendine güvenen bir insan korkak gibi etraftan gelen şeylere tepki göstererek ; duygusal davranarak yaşamaz.

Hayır cevabını aldığında "sen benim kim olduğumu biliyor musun" diye duygusal tepki gösterenlere bakın. Hayır, uzlaşmacı ve anlayışlı olmanız gerekmektedir.

Konuşurken, insanların yüzüne kusar gibi hızlı şekilde konuşma !
Birisi seni çağırdığında (hoşlandığın kişi dahi olsa), "he tamam geliyorum" diye tıpış tıpış gitme.

İşte bunlar sosyal statü seviyesine ayar çeken davranışlardır. Topluluk içinde konuşurken "bunu söylersem rezil olur muyum, ne derler" diye düşünmeniz değil.

İletişim 3 şekilde olur;
1- Beden dili : ~%65
2- Ses tonu : ~%30
3- Kelimeler : ~%5
Göründüğü üzre ; ne söylediğinden çok, nasıl söylediğin önemlidir. Konuşurken kendine güvenmeyen bir insanı topluluk hemen fark eder (beden dili).

Konuşurken rap yapar gibi hızlanmadan, yüksek sesle, kendinize güvenerek ve söylediğiiz şeyin arkasında durarak söyleyin. 

*****

Sosyalleşmenize Yarayacak Taktikler/Teknikler ve Ödevler

Kafanızda insanları ve toplumu çok önemli bir hale sokarsanız, rahatsız olursunuz. Topluluk adı verilen organizma aptaldır. Saçma sapan şeylere inanır. Mesela zamanında topluluk dünyanın düz olduğuna inanırken, biri çıkıp "yuvarlak" demişti. Fakat onu dışladılar. Seneler sonra bütün toplum dünyanın düz olduğuna inanıyor.

Toplumu bu şekilde düşünün. Evet her insan eşsizdir, özeldir. Fakat bir araya geldiklerinde toplumu oluştururlar ve toplum denilen şey sürü psikolojisine girer. Bu yüzden salak bir organizma haline gelir. Çevrenizdeki insanlara rezil olmak önemli birşey değildir. Kendine güvenen bir insan rezil olacak anları dahi avantaja çevirebilir (otomatikman).

İşte Bir Kaç Taktik 

Günümüzde insanlar birbirlerinle konuşmakta dahi zorluk çekiyor. Tanımadıkları insanlarla iletişim kurarken heycanlanıyorlar, farklı geliyor ve bu yüzden ne yapacaklarını bilemeyip saçmalıyorlar. Bu yüzden tanımadığınız insanlarla konuşun.

- Sokağı temizleyen insanlara, satış danışmanlarına, işçilere, bakkala, manava selam verin. Kolay gelsin deyin. Bu insanlar , toplum için çok önemlidir. 

* Kıbrıs'ta, tekel bayiye yakın bir yerde oturuyorum. Her akşam tekel bayinin yanı, "eğitimli" öğrenciler tarafından rezil oluyor. Kuru yemiş kabukları, kırık şişeler, cips paketleri vs.. Ve her sabah burayı bir temizlikçi temizliyor. Her sabah 8 de pırıl pırıl oluyor. Kaçta kalkıp geliyor siz düşünün. Sürekli kolay gelsin, günaydın, iyi günler derim. Bir gün durdum ve "abi sen bu ülkeyi seviyorsun" dedim. "Sokakları her gün bu şekilde pırıl pırıl yapan bir adam, ülkesini seviyordur" dedim ve biraz konuştuk. Adam mutlu oldu. O günü belki iyi başladığı için iyi geçti. Çekinecek birşey yok, insanların içinde dialoga geçmek vardır. Bunu düzgün şekilde yaparlarsa mutlu olurlar. Yapamaz veya bastırırlarsa ; sonrasında taciz, tecavüz gibi bir takım sapkınlıklara yönelir.

- Kızlar konusunda mı sıkıntı çekiyorsunuz ? AVM'de , bir çok yerde kızlar var. Öncelikle seks objesi olarak bakmayı bırakın. İnsanlar, dünyaları var ve bizden çok ilginç düşünceleri var. Bize bir çok şey katıyorlar. O halde dünyalarını keşfedelim. Tamamen insan olduğunu fark ederek merhaba de. Zor bişey değil. Kafanı kaldır, gülümse ve yanından geçerken kendine güvenen bir şekilde "merhaba" de. Göreceksiniz, bir adım attığınızda; 10 adım atıp sizle muhabbete başlamak isteyenler bile olacak.

- Konuşmalarınızı kayıt edebilirsiniz. İnsanlarla konuşurken yada tanımadığınız bir insanla bir yerde ayaküstü konuşabilirsiniz. Örneğin alışveriş yaparken, birisine ; "bu ürün hakkında ne düşünüyorsunuz" diye sorarak, "bende ..." diyerek biraz konuşabilirsiniz ve teşekkür edip devam edebilirsiniz. Bunları kayıt altına alın. Ses tonunuzu, konuşmadaki akıcılığınızı ve yanlışlarınızı göreceksiniz. Düzeltin.

- Her günü not alın. İnsanlarla bir yere çıktığınızda, sosyalleşmeniz konusunda gördüklerinizi ve fark ettiklerinizi not alın. Değişiminizi not alın. Hızlı konuştuğunuzu farkedebilirsiniz yada önem verdiğiniz bir insanın yeni bir yönünü öğrenebilirsiniz. Not alın. Sonra işinize yarayacaktır.

- "Doğal"lara dikkat ! İnceleyin ! Etrafta doğallar vardır. Sosyallerdir, insanlarla iletişimleri süperdir. Onların olduğu grupta, ne yaptıklarını ve ne dediklerini ; daha da önemlisi "nasıl" yaptıklarını inceleyin. Bunları da not alın.

- SIÇTIMIN TEKNOLOJİSİNDEN UZAKLAŞIN ! Teknoloji sosyalliğin en büyük düşmanıdır ( teknolojiyi sosyalleşmek için kullanmıyorsanız ). Bu yüzden bir hafta internet ve bilgisayar (cep telefonu) olmadan ne yapıyorsunuz bakın. Facebook, twitter, instagram, foursquare gibi sitelerden uzak durun. Whatsapp'ta mesajlaşmayın, normalde mesajlaşmayın. Teknoloji ile insanlarla iletişim kurmayın. Ancak sosyal bir etkinlik için konuşup, etkinliği ayarlayın ve bitsin. Sonrasında ise fazla kullanmayın ! Asosyal insanlar teknolojiyi fazla kullanır (genellemedir).

*****

Kitapları okuyup, filmleri ve videoları izlediğinde önemli noktaları göreceksin.

En önemli kısım : "ben koşmak istiyorum" deyip, internetten herşeyi araştırırsanız ve evde bilgisayar başında oturmaya devam ederseniz koşamazsınız. Koşmak istiyorsanız, dışarı çıkıp koşun. Geri kalan bütün teori, "bilginizi" arttırıp; özgüveninizi geliştirerek, koşmanızı sağlamak içindir.

SOSYALLEŞMEK İSTİYORSANIZ ; dışarı çıkın ve sosyalleşmeye başlayın. Yabancılarla konuşun, insanlarla dialog kurun. Kasiyere "ne kadar, kolay gelsin" den başka bir kaç cümle daha söyleyin. Birşeyler sorun, "gerçekten" dikkatinizi çeken birşey varsa, belirtin.

Gerçekten'i tırnak içine aldım ; çünkü ne yaparsanız yapın, gerçeklik üzerinden yola çıkın. Saçlarından tiksinmişseniz süper demeyin. Hatta PUA tekniklerinden biri olan NEG'lemek için saçlarını kullanabilirsiniz. Okan Bayülgen , üstteki linklerde gelen bayan konuklara güzel negler yapıyor.

İnsanlarla konuşun, konuşmak için çabalayın. Mutlaka geri dönüşümü iyi olacaktır.

Eğitim Üzerine..

"Şimdi, eğitimin işlevi yalnızca bu çürümüş sosyal düzene uyum sağlamanıza yardımcı olmak mıdır, yoksa size büyümeniz, değişik bir toplum, yeni bir dünya yaratmanız için tam bir özgürlük sağlamak mıdır? Bizler bu özgürlüğe gelecekte değil, şimdi sahip olmak istiyoruz; aksi halde, tümümüz yok edilebiliriz. Yaşayıp doğru olanı kendi başınıza öğrenmeniz için, zeki olmanız için, yalnızca uyum sağlamakla kalmayıp dünya ile yüzleşerek onu anlayabilmeniz, böylece içten içe, derinlerde, ruhsal olarak sürekli bir başkaldırı haline girmeniz için derhal bir Özgürlük atmosferi yaratmalıyız. Çünkü hakikati keşfedenler, uyum sağlayanlar, birtakım gelenekleri takip edenler değil; yalnızca sürekli bir başkaldırı halinde olanlardır. Yalnızca sürekli araştırdığınız, sürekli gözlemlediğiniz, sürekli öğrendiğinizde hakikati, Tanrıyı ya da sevgiyi bulursunuz ve eğer korkarsanız araştıramaz, gözlemleyemez ve farkında olamazsınız. Öyleyse, kuşku yok ki eğitimin işlevi, insan düşüncesini, insan ilişkilerini ve sevgiyi tahrip eden bu korkunun içsel ve dışsal alanda kökünü kurutmaktır. Eğitimin ne anlama geldiğini kendimize sorduk mu hiç, merak ediyorum. Neden okula gideriz, neden çeşitli dersler alır, sınavlara girer ve daha iyi notlar almak için başkalarıyla rekabet ederiz? Eğitim denen şeyin anlamı nedir ve neyle ilgilidir? Bu soru, yalnızca öğrenciler için değil, anne babalar, öğretmenler ve bu dünyayı seven herkes için gerçekten çok önemli bir sorudur. Neden eğitim almak için mücadele ederiz? Yalnızca birtakım sınavları geçmek ve bir iş bulmak için mi? Yoksa henüz gençken, bizi hayatın tüm süreçlerini anlamaya hazırlamak mıdır eğitimin işlevi? Bir iş sahibi olmak, hayatını kazanabilmek gereklidir ama her şey bundan mı ibarettir? Yalnızca bunun için mi eğitiliyoruz? Yaşam elbette ki yalnızca bir işten, meslekten ibaret değildir; yaşam olağanüstü bir genişlik ve yoğunluktadır; büyük bir gizemdir; içinde insan olarak faaliyette bulunduğumuz geniş bir alandır. Kendimizi yalnızca hayatımızı kazanabilmek için yetiştirirsek, hayatın tüm anlamım kaçırırız; ve hayatı anlamak, yalnızca sınavlara hazırlanmaktan ya da matematikte, fizikte ya da herhangi bir konuda yetkin olmaktan çok daha önemlidir." 

Jiddu Krishnamurti - Eğitim Üzerine